Hayırlısı…

Screenshot_2015-12-13-13-27-25 (2)

 

Hayırlısı…

Hani hep dua edersin ya karşıma şöyle biri çıksın, şöyle olsun böyle olsun diye… Hayatında birini istersin mesela.. Tarif edersin ya, kaşı gözü böyle olsun, huyu suyu şöyle olsun diye… İyice düşündüm de benim hiç böyle bir duam olmamış…

Allah iyi ki de benim Hıdrellezde kâğıtlara çizdiğim gibi birini çıkartmadı karşıma zira çöp adam bile çizemeyenlerdenim. Yumurta kafalı, kolları uzun, bacakları yamru yumru bir oğlancık çizerdim hep ve her seferinde de duam yanlış anlaşılmasın diye çöpten sevgilimin yanına kocaman bir parantez açıp şunu yazardım: “Allahcım sen benim saftirikliğimi boşver, burada aslında sanatçının anlatmak istediği uzun boylu mavi gözlü geniş omuzlu azıcık da adonisli, güzel yüzlü güzel gülüşlü bir melek olsun emi piiliissss çok amin!!!”

İstisnasız her seferinde bunu yazardım ve denize atardım… Seneler geçti, kaç Hıdrellez kaç sevgililer günü işkencesi kaç yılbaşı geçti ve hepsinde ben o çöp adamı aradım… Bulamadım… Buldum sandım, hahh o işte dedim ama o olmadığını anladığımda hep üzüldüm içten içe. Yok artık dedim… O kadar eşsiz bir ruhum var ki, ruh eşim bile yok naapiimm dedim.

 

Yutturmayın şu kurdeleyi be kardeşim…

Arkadaşlarımın düğünlerinde yutturdukları kırmızı kurdeleler yüzünden kabız oldum. Gel gezmeye gidiyoruz diyerek zorla bindirdikleri arabada kendimi Telli Baba’larda tel sararken mi bulmadım… Ada havası alalım diye götürdükleri yerde sabaha karşı Aya Yorgi’ye mi çıkmadım… Bu kızın kısmeti mi kapalıdır nedir diye başımdan kurşun mu dökmediler… Mükerrem Hanımgillerin bebek mevlüdü var gel mutlaka yoksa çok ayıp olur diye kandırılıp zorla görücüye mi çıkartılmadım… Kız kıza toplanıp iki muhabbet edelim dediğimde illa ki takım elbiseli seme bir oğlanla beni zorla tanıştırmaya mı kalkmadılar….

Tabi arada zavallı iyi niyetli o çocuklara oldu bak yalan yok! Kendimden soğutmak için bazen deli taklidi yaptım, bazen bön bön bakıp ağzımın kenarından salyalarımı akıttım, bazen fal bakıyorum ayağına üç harfliler arkadaşım dedim, bazen hiç adımımı bile atmadığım ciks mekânların müdavimi gibi gösterip hoppa bu kız dedirttim, bazen ukalalık yapıp ezdikçe ezdim karşımdakini…

İlla ki her Türk kızının başına gelenler benim de başıma geldi tabi ki. Bazı girişimleri kahkahayla bazılarını da çemkirerek başımdan savurmayı bildim çok şükür. En sonunda çevremdekiler bezip, aman ne halt edersen et dediler ve ben deriinn bir ohh çektim… İlla biri olmak zorunda değildi bana göre. Ben gayet memnundum bu durumdan. Sevgilim yok oh derdim yok dünya bana güzel modundaydım.

 

Ve bir gün….

Biri çıktı karşıma… Hiç beklemediğim bir anda hazırlıksız yakalandım. Cesaretliydi, dimdik durdu karşımda… Buluşmaya giderken “aman yaa ne olacak sanki tepemi attıracak bir şey yaparsa üstüme kahve dökerim ayy gitmem lazım diyip kaçarım bir daha da görmem!” dedim içimden…

Kaçamadım… Kaçmak istemedim belki de… Ruhumun güven bulduğu o mavi gözlerden kaçmak istemedim. Huzur buldum yanında… Ve o bir çift mavi göz beni sakinleştirdi, ehlileştirdi… Nasıl oldu, ne zaman oldu, hangi ara oldu hiç ama hiç bilmiyorum fakat zaman su gibi akıp geçti ve şu anda sağ elimde alyans var…

Teşekkür ederim mavi gözlü dev adam…